Thursday, 2 September 2010

macbert



sabah beş buçukta uyandım.
istanbul turuncuydu mavi göğe doğru.
pencerenin dışını izledim biraz.
altıda kalktım.
eylül ayının "kış geliyor ne güzel değil mi?" deyip gülümsediği sabahlardan biriydi geneeeee.
kazağımı giydim, çay koydum ve başladım macbeth okumaya.
ve macbeth'ten kendime tişörte basılası laflar aparttım, aşağıdaki gibidir:

- iyi demek kötü demek, kötü demek iyi demek (üç cadılar hep beraber)

- kelimeler ateşine su serper eylemin (macbeth)

- gidiyorum, bitti bu iş (macbeth)

- uyuyanlar ve ölüler birer resimdir sadece! (lady macbeth)

- kendimi bilmemek daha iyi
ne yaptığımı bilmektense (macbeth)

- tekir kedi tam üç kez miyavladı (birinci cadı)

- şehvet düşkünlüğü bir tabiat zorbalığıdır (macduff)

- ben umutlarımı yitirdim de geldim (macduff)


isteyene tişört yapılır..

-

No comments: