Friday 16 November 2007

11.11.2007

Paris’e geldim bu sabah. Üç çeşit domatesli bir kahvaltıdan sonra dışarı çıktık, konsere gittik. Pazar konseri, Théâtre du Châtelet: Valeriy Sokolov (Ukrayna) keman, Ilia Rachkovski (Sibirya) piano. İkisi de yirmi yaşında.
Çok iyi bir konserdi. İlk olarak Bach’tan solo keman için Re Minör Partita (hani şu en çok bilinen) sonra da Béla Bartók’tan keman ve piyano için Sz.75, 1 no’lu sonatı dinledik. Kemancı çocuk bir tür Aras’tı gene. Alkıştan çok rahatsız olan ciddi mi ciddi bir küçük adam…Bach çalarken biraz gergin olduğu seziliyordu ve daha sonra Bartók’u dinleyince anladım ki bu çocuk Bachçı değil Bartókçu. Bartók’un sonatı çok güzeldi ama özellikle düet olarak hakikaten zordu.
Bach’ın partitasını ondan dinlerken, siyah beyaz bir filmin içinde, taş, eski bir şatonun kuru sarmaşıklı gizli bahçesinde yürüyormuşum ve şatoya uzaktan bakıyormuşum gibi hissettim; ‘Deli Bartók’u dinlerkense kocaman kâğıtlardan ve kartonlardan yapılma, bin tane farklı koyu yeşil tonunda bir orman dekorunun içindeymişim gibi. Dalların gölgeleri kemancının üzerine düşüyordu. Kırmızı keçeden kuşlar…
Gerçekten yaşından beklenmeyecek kadar (ben kim oluyorsam bunu söylemeye!) olgun bir yorumcu bu çocuk. İsmini unutma!

Konseri izlerken aklıma küçükken duyduğum yorumlar geldi:
‘Hiç hata yapmadı’
‘Eh, ufak tefek hataları vardı…Yanlış bastı bir iki yerde ama olsun’
‘Hem de epey zordu son çaldığı!’
Küçükken sanırdım ki klasik değil de modern parçaları çalmak daha zor! Halbuki bu zorluğu, çalan değil, dinleyen kişi çekiyordu sanki! Seneler sonra, kendim de bir süre çalınca anladım ki hataların hiç önemi yok. Hatta o hatalar bile icranın parçası sayılabilir belki, çünkü aynı yerde yapılan bir tökezleme dahi olsa, hiçbir icracının hatası diğerine benzemiyor olmalı. Modern müzik icrasının ve dinlemenin zor olması, kulakların bu yönde çalıştırılmamasından kaynaklanıyor elbet. Çocuk önce klasik müzikle başlıyor eğitimine, kulağa daha kolay gelecek melodiler ve dizilimlerle. Çocuğun da olgunlaşması bekleniyor modern bestecilere geçmeden önce. Mesela ben hatırlıyorum ki konservatuvarda her sene sonu sınavında mutlaka bir etüt (sırasıyla Beyer, Czerny, Chopin), bir Bach ve bir sonat çalmak kuraldı. Ancak üçüncü ya da dördüncü seneden sonra bu müfredata bir de romantik eklenir ve sonraki sene bir modern eklenirdi. Benim ilk ‘modern’im Adnan Saygun’du, sonraki sene Saygun ve Bartók’tu. Hakikaten de kulak, klasik müziğin dizilimine alışınca moderni anlamaya başlamak sancılı oluyor biraz. Anlamadan ya da parça parça içinde gene tanıdık ezgiler bulmaya çalışarak çalmaya debelendiğimi hatırlıyorum o yaşlarda.

Sonra onlara bis yaptırdık, gene Bartók’tan ‘Macar Halk Ezgileri’ni çaldılar. Hiç dinlememiştim, çok beğendim.

http://www.harrisonparrott.com/artists/Valeriy_Sokolov.asp

http://www.youtube.com/watch?v=WQOg5cnhuOs

http://www.rachkovski.book.fr/

http://reflectweb.reflectsystems.com/getcontent.aspx?WCID=aa0e97f0-7ccd-4492-bade-0966b2c12d18&Action=Factory&FileName=vancliburntri/frame.htm