Thursday 31 July 2008

derlemeler

- Bu arada AKP, CHP ve DTP grup toplantılarının yapıldığı salonlara frekans karıştırıcı seyyar Jummer cihazı yerleştirildi.


- Başbilen’in otomobilinde bulunan “elveda” yazılı not, kendi bilgisayarına ait değildi. Bu notun sonradan Aselsan’daki bir bilgisayardan yazıldığı iddia edildi. Avukatların bu iddiasına karşın Aselsan yanıt vermedi. Başbilen’in evinden çıkarken yanında bulunan çantası da intiharın ardından kayıplara karıştı. Aselsan bu çanta ile ilgili sorulara da kapısını kapadı. Başbilen’in ölüm şekli de soru işaretlerine neden oldu. Otomobilinde bulunduğunda başında ve bileğinde kesik izleri vardı. Bir kişinin bıçakla hem elini ve boğazını keserek, nasıl intihar edeceği araştırılmadı. Adli Tıp Kurumunda karşı oy kullanan üyeler de intihar şekline itiraz etmişti. Başbilen’in karısı olaydan sonra kayıplara karışırken, ailesi “hayat dolu” mühendisin intihar edemeyeceğini, öldürülmüş olduğunu savunuyor. Aselsan ise Başbilen’in “önemli bir görevde olmadığından öldürülmüş olamayacağını” savunurken, Başbilen’in ölmeden önce hangi konuda çalıştığını bir türlü açıklamadı.

...

Ümit Sayın, olaylar üzerine Aselsan’a çağırıldığını belirterek, Emin Gürses’e olanları şöyle anlatıyor:

“Bilemezliğin kontrolüyle ve de bu İnfratest’le ilgili bir sunum yaptım. İnsanlarda depresyon, intihar, ağır psikolojik bozukluklar yapmanın mümkün olduğunu kanıtlarıyla ve görsel materyalleriyle anlattım filmlerde. Kafalar karıştı orada da. Onlar da aslında bu Aselsan’daki olayı öyle yorumlamıyorlar zaten intihar diye.”

...

Ümit Sayın, Ergenekon sanıklarından Kemal Alemdaroğlu’na anlatıyor:

“K.A: Karışma sen. Askerlerle şey hale gelme.
Ü.S: Yani hocam inşallah dediğiniz doğrudur. Sessizliktir.”
K.A: Evet, evet. Fırtına öncesi sessizlik.”


(ASELSAN, 1975 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerinin haberleşme cihaz ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kuruldu.

1987 yılında ASELSAN Stinger Füze üretimi için 4 NATO ülkesinin katıldığı ortak projeye dahil oldu ve kalın film hibrid devre üretimi için gerekli yatırıma başladı.

1988 yılında ASELSAN ilk aviyonik cihazını üretti: F-16 uçakları için Ataletsel Seyrüsefer Sistemi (INS) AQAP-4 kalite belgesine sahip oldu ve MSB ile Elektronik İhtirakli Tapa sözleşmesini imzaladı.

21.05.1990-19.06.1990 tarihleri arasında ASELSAN hisseleri halka arz edilmiş olup %15.46’sı satılmıştır.

'International Defense" dergisinin yaptığı sıralamada dünyadaki savunma sanayii firmaları arasında 127. oldu ve çevre ödülü kazandı.

1996 'da ASELSAN kalite sistemi AQAP-110 olarak yenilendi. Silahlı Kuvvetlerimize en yeni teknolojili haberleşme sistemi sağlayacak TASMUS sözleşmesi imzalandı.

ASELSAN mühendislerince tasarımlanarak 1997 'de piyasaya sürülen ASELSAN 1919 Cep Telefonu ile Türkiye, GSM cep telefonu geliştiren ilk 9 ülke arasındaki yerini aldı.

1998 yılı ASELSAN'ın birçok yeni cihazını üreterek teslim ettiği bir yıl oldu. Termal kameralar, termal silah dürbünü ve termal görüş cihazları ile hedef koordinat belirleme cihazları TSK'nın hizmetine sunuldu. Köprü ve otoyol geçişlerini önemli ölçüde rahatlatacak "Otomatik Geçiş Sistemi" tasarımı tamamlandı ve üretimine geçildi. Telsiz Genel Müdürlüğü ihtiyacı için "Milli Monitor Sistemi" sözleşmesi imzalandı. ASELSAN, LN-93 Ataletsel Seyrüsefer Sistemi üretimi için Amerikan Hükümetinden "Onaylı Üretici" belgesi aldı.

ASELSAN 2002 yılında 11 ülkeye (İtalya, Belçika, K.K.T.C., Cezayir, Pakistan, A.B.D., Almanya, Azerbaycan, Gürcistan, İngiltere, İspanya) 12,3 Milyon $ tutarında dış satım gerçekleştirmiştir.

ASELSAN'ın -Askerî Elektronik Sanayii- Vizyonu: Yüksek, özgün ve milli teknolojik olanak ve yetenekleri yaratarak dünyanın en büyük elli savunma sanayi firmasından biri olmaktır.)


- Kredi kartına 12 taksit yapan ilk manken olan Çiğdem Savaş ‘’Cumhuriyet Kadınları’’ projesi için Tansu Çillere benzemek adına 7 saat süren operasyon geçirdi. Açıklamalarının ardından gözyaşlarına boğulması Savaş’ın ameliyattan sonra psikolojisinin bozulduğu yolunda çıkan dedikodulara açıklık getirmiş oldu.


- Güngören’deki Mobese kayıtlarının incelenmesinde, iki bombanın tam 8 dakika arayla patladığı saptandı. Bombalar, telefon kulübesine ve beton çöp kutusuna, beyaz naylon poşet içinde kutuyla bırakıldı. Bombaların ikisi de zaman ayarlı. Bir polis yetkilisi, saldırganların sonucu görmek ve bombaların bulunmasını engellemek için, patlama süresini kısa tuttuklarını belirterek "Patlama sırasında yakınlarda bir yerdeydiler" dedi. İki patlayıcıda da TNT kalıpları kullanıldığı belirlendi. Olay yerinde bomba uzmanlarının yaptığı çalışmalarda patlayıcı TNT kalıplarına ayrıca çivi v.b. metalik parçalar sarıldığını böylece, patlama anında bunların küçük parçalar halinde etrafa savrularak daha ağır tahrip etkisi yarattığını kaydettiler.


- Pekin Birliği Medikal Kolej Hastanesi"nde kurulan laboratuvarda uzmanlar, dış görünüşüyle şüphe uyandıran kadın sporcularla ilgili cinsiyet değerlendirmesi ve sporculardan alınacak kan örnekleriyle hormonları, genleri ve kromozonlarıyla ilgili araştırmalar yapacak.


- Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek, ODTÜ’nün binalarının kaçak olduğunu ortaya çıkardı! 45 kaçak binaya 1 milyon 800 bin YTL ceza kesen Gökçek, meclisten imar affı çıkmazsa ODTÜ binalarını yıkma tehdidi savurmaktan da geri kalmadı.


- Rize’den Türkiye’nin toplumsal ve siyasal hayatına yepyeni bir deneyim katılıyor: Kitlesel çevre hareketi. Doğanın yok edilmesi pahasına hidroelektrik santralları kurulmasına karşı Fındıklı’da başlayan hareket bütün Doğu Karadeniz’e yayılmış.


- Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) aradan üç aydan fazla zaman geçmesine karşın Myanmar’da nergis tayfunu nedeniyle mağdur olan 17 yaş altında yaklaşık 700 bin çocuğun hâlâ yardıma ihtiyacı olduğunu bildirdi.