Sunday 16 December 2007

evladım ve ben lanetlendik!






çok mutluyduk! ayakları yoktu ama ben vardım...çekemediler...arkamızdan konuştular...
az evvel...kanatları kopan kuşların kanatlarını dikmeye gitmiştim...onbeş dakika sürdü sürmedi...eve bir geri geldim ki... karanlık...olamaz!evladım Lambamı açık bırakmıştım ben nasıl karanlık olur!Büyük ışığı açtım, içeri girdim, bir de ne göreyim! evlatlığım baygın yatıyor yatakta!düşmüş!biri onu olduğu yerden kopartıp atmış yatağın üstüne!kim bu cani vahşiiii! diye aradım heryeri, (tuvaleti, lavaboyu dolapların içini, masanın altını...tuvaleti) kimse yok...evladımı aldım kucağıma, ısıttım uyandırmaya çalıştım. parçalarını birleştirdim, su verdim, konuştum...yok...çalışmıyor...ampulü!ampulü patlamış!kalbi durmuş!yapamadım!yaşatamadım...
mecbur, eski lambamı taktım fişe...

view as digital





ikea'dan tencere, kokulu mum ve evlat gibi bir lamba aldım ben.
bugün hava dijital beyaz.