Sunday 30 March 2008

supor (kıçın çıkana kadar)

Bisikletlerle ilk sportif günümüz bugün ve evet kıçımız çürüdü. Orman kent Augsburg'un etrafını dolaştık. Orman, buz gibi göl, nehir kolları, konuşan ağaçlar, ördek ve kuğular, yaşlı teyze ve amcalar, batonlarla hızlı yürüyüş yapan tombul teyzeler, kano yapmayı öğrenen 'taş' alman gençler, şaşkın çocuklar, çocuk köpekler gördük. Havanın ısınmasıyla dere kenarında insanlar çıplak güneşlenmeye başlamışlardı çoktan.

Bisikletim için heyecanla 'çok sağlam!hiçbirşeyi yok meaşallaaaah!' demiş idim ama, bugün gördüm ki selesi oynak, vitesler geçmiyor, arka tekerlek hafif eğri ve lastikler inik. Olsun hallolurlar. Ve tabi seleler. Serrrt seleler. İnik lastiklerle taşlı dallı inişli çıkışlı pütürlü çukurlu orman yolunda gidince insanın kıçı BİRAZ acıyor elbet! Acımasın (daha doğrusu daha az acısın) diye de ağırlığımı arkaya doğru verince kambur sürmek zorunda kalmam yetmiyormuş gibi bir de selenin önü kalkıyordu. Olsun alışırım.

Artık ders olmayan günlerde bisiklet turu yapmaya karar verdik.