Monday 28 December 2009

acilen!

acilen bu şeyi yazmam gerekiyordu!
aslında şu an annemin dersinin vize sınavına çalışıyorum ve daha 60 sayfam var.
-bu arada, geçen ders -ve ancak geçen ders, yani son ders- derslerde şimdiye kadar izlemekte olduğum görsellerin bana tanıdık geliyor olması durumuna yabancılaşmamamın çok aptalca olduğunu düşündüm ve hislerim, benim bu dersi daha evvelden almış olduğuma dairdi fakat bilinen bu değildi. transkriptime bakınca gördüm ki bu dersi ben 2006'da alıp, sınavına girmeyerek kalmışım. 2006 vizesi de şubat ayına denk geliyor babamın ölümü de. böylece bu sisli meseleyi çözmüş bulundum sınava girmeden evvel.aferin bana-
fakat öte yandan da önüne geçilemez bir iştahım var! ama hani evde yenebilir herşeye nasıl saldırdığımı performans niyetine izlese biri, kuşkusuz çok ve gereksiz abartılı bulur! durduramıyorum kendimi. sanki içimde canavarlaşan bir kurt var. sanki hamileymişim gibi belki dev bi solcana hamileyimdir. o halde hamile mi sayılırım yoksa içimde kurt mu vardır?
ha?
yani ben koca bir kurta hamile olsam, bana kurdu doğurturlar mı yoksa alırlar mı??
yedikçe yiyesim geliyor, hiçbir zevk almıyorum bundan, sadece ot içmişim gibi soluksuz ve engel olunamayan manasız bir iştah peyda oldu. aynı miyazaki'nin ruhların kaçışı filmindeki yüzsüz gibi. kadıköydeki sokak çocuğuna aldığım sosisliye saldırışı gibi saldırıyorum yemeğe ve amına koyiim ben ne sokak çocuğuyum ne de hamile!

hiç


anlamadım işte.
ben

derse dönüyorum şimdi.