Sunday 9 August 2009

gece gece regresyon no:15



Adada.
Sakin olmayan bir cumartesi gecesi.
Ada zıplıyor. Heybeli Burgaz hepsi!
Canlı bangırtılar, kasetten ıptıstılar, kadın ve erkek çığlıkları arasına karışan vapur homurutları- o vapurlar ki alkol kokulu sallanan insanları indirip bindiriyor adaya. herşey daha da coşuyor daha da daha da! bense burda durmuş hakkı bulut dinleyip viski içerek son sigaramı bitirmemeye çalışıyorm içerken falan. benim dışımda herkes delicesine eğleniyormuş gibi geliyor aynı 14 yaşımda olduğu gibi. halbuki kimsenin eğlendiği yok tabii, herkes yalancı orgazm sesleri çıkarıp uyuşmaya çalışıyordur en iyi ihtimalle. ama bu benim regrese olmamı engellemez. vız gelir tırıs gider ben gene regrese olurum. takıldı bir kere. viski viski söyle bana, buraya en yakın disko nerde? nerde nuri alço nerde?? ben diskoya gitmek eğleniyormuş gibi davranmak davranmak davranmak dans etmek kendimi göstermek istiyorum anne! hayır anne memelerim çıkalı yıllar oldu ama sen hala bana çocuk muamelesi ediyorsun! tuh sana tuh sana!
herkes bir yerde ve kimse beni düşünmüyor bu adada (ada/şehir/dünya/yunivörs)!
oooooooh ondört yaşıma da geri döndüm aman!
taze regresyonumla tan tolga demircinin bir filminde oynamak istedim. dikkat et göçke bu çok triki! seni regresyondan çıkarmasın?
çıkarmaz bilakis!
(triki ne be)
ben ondört yaşımdayken -ya da hatta daha da küçükken mi ne- giyinir süslenir, gözüme sürme çeker, saçımı açar, eteğimi kısaltmağa uğraşır, göbeğimi içime çekmeden diskoya inerdim. sora gene hoşlanacağım (ya da hali hazırda hoşlandığım) birilerini gözüme kestirir, baka baka içer içer dans ederdim. saçççma salak şarkıları sever gibi yapardım. sarhoşken dinlediğim müzikler, duyduğum kokular ve sesler kaydolur bir de gereksizce. ertesi günü kulağımda, burnumda tüterler gereksizzzzce!
bir sonraki cuma ya da cumartesiye kadar...

aaa..saat 01:29 itibariyle sustu herşey!




yok pardon rüzgar dönmüş...
cd bitmiş!
elektrik kesilmiş!
jeneratör uyanmış!

ben gökçe,
size en taze onbeş yaşımlan bağırıyorum ich liebe dich serdar ortaç!

gökçe,
gökçe...

GÖKÇE!



...


tamam.

...

sigara bitti.
zaten bir tane vardı.
biten sigaranın ardından, yeni bir tanesine ulaşılamayacağı gerçeğinin verdiği acı yaratıcılık sancıları: "biri getirmez mi?" "aşağı inip alıp çıksam?" "belki evde bi yerlerde vardır"
ondört yaş ıslaklığı.

neyse ben evi arıyayım bir..belki vardır bir yerlerde..