Saturday 24 May 2008

katil peynir tenekesi

Dün gece çok güzel bir caz konserine gittikten sonra, Kara Koyun Bar'daki Balkan ve Rus müzikleri gecesinde göbek attık. Birkaç münasebetsiz Türk'le tanıştık. Sabahın beşinde saçma sapan bir bardaydık. Ben saat beş buçuk gibi bir kendime gelip eve yürümeye başladım. Altıda evdeydim. Uyudum, uyandım, saat ondört olmuş. Şöyle büyük bir kahvaltı hazırlıyayım da yiyelim Güliz'le diye düşünerek işe koyuldum. Domatesleri kestim, biberiyeli salata yaptım. Sonra yeni aldığım küçük peynir tenekesini açayım dedim. Yarısına kadar açılıp kaldı, ben de çekinerek ve içimden "kesin bir yerimi keseceğim ama" diyerek yarı kıvrılmış teneke kapağa bastırmaya başladım, 'vırt' diye kaydı elim, "hah kesin bir yerim kanadı bakalım" diyerek elimi bir döndürdüm ki gördüğüme inanamadım. Baş parmağımı işaret parmağıma bağlıyan yumuşak kısmın ortasında bir ağız açılmış şakır şakır kan tükürüyor. Kendi kendine konuşan bir insan olduğum için 'Hassiktir!' dedim yaraya, 'n'apıcam ben şimdi bunu?'. 1,3 cm kadar bir kesik ama içimi gördüm, karanlıkmış içim. Yarayı gördüğüm anda aklıma gelen ilk şey Kenan ve kolu oldu. Ona da bir sefer daha üzülmeyi ihmal etmedim. Gittim soğuk suya tuttum yarığı, tuvalet kağıdı sardım ama nafile. Güliz'i aradım, geldi. Zar zor baktık yaraya ve dikişe ihtiyaç duyabileceğine karar verip, aniden çıktık dışarı. Doğru hastaneye. Amca şöyle bir baktı yarığa 'yat' dedi. Sonra sanırım bir yaranın içine, iki de çevresine olmak üzere üç yere iğne yaptı. Ahh onlar acıdı işte. Beş dakika sonra baş parmağım ve işaret parmağım uyuştu. Amca yaraya üç adet dikiş attı. Dikiş iğneleri de acıttı biraz ama olsun. Sıkı sıkı sardılar elimi kangren edecekmişcesine. Şimdi iğnenin etkisi geçiyor yavaştan, ağrımaya başladı. Sol elim üzülüyor sağ elim için, telaş içinde onun işlerine de koşturuyor. Yazık yavrum.

Bugün sadece bu oldu.



(Aaaaah ağrıyo bu yahuuu)







1- Katil. Markası da GAZİ!
2- Elcağız
3- Elcağız ve Güliz

gene daha da

daha da çürüdü