Thursday 3 July 2008

CANDAN CANA






(Canlı Yayın)






Efenim hoş geldiniz!
Safalar getirdiniz programımıza...Nasılsınız inşallah? Sıhatte misiniz? Gördüm gördüm pek iyi gördüm sizi efenim.

Efendim,
sizleri burada yeniden görmek bir şeref. Gene her hafta olduğu gibi pek çok değerli konuğumuz, röportajlarımız, sorular ve cevaplar bölümüz ve daha niceleriyle karşınızdayız Candan Cana ekibi olarak. Vakit kaybetmeden hemen ilk konuğumuzu sizlere tanıtmak istiyorum: Sayın Profesör Doktor Nurten Gökalp. Efendim kendisi Gazi Üniversitesi çok değerli Felsefe bölüm başkanı. Çok önemli iş hayatının yanı sıra iki çocuk annesi Sayın Nurten Hanım. Efendim merhabalar, hoş geldiniz programımıza...

- Hoş bulduk, çok teşekkür ederim.


Hemen sormak istiyorum, izleyicilerimiz de merak etmişlerdir nasıl? Hem koskoca bölüm başkanlığı hem de iki çocuk bir arada, zor olmuyor mu efenim?


- Ehhehheh. Oluyor efendim olmaz mı tabii oluyor ama işte, Türkiye'de kadın olmak, hepimizin bildiği gibi zor. Hele şimdiki zamanda hem kendi ayaklarının üzerinde duracaksın hem anne olacaksın, hem evi çekip çevireceksin zor e tabii, hâliyle zor.


Bir alkış alalım efenim Nurten Hanım'a

.........


Peki efendim, bize biraz kendinizden bahseder misiniz sizi tanıyalım...


- Pekala efendim. Ben Gazi Üniversitesi'nde Felsefe Bölümü'nde Bölüm Başkanı olarak görev yapmaktayım. Üniversite eğitimimi Atatürk Üniversitesi'nde tamamladım ve ardından Gazi Üniversitesi'ne geçtim. Sizin de dediğiniz gibi iki çocuk annesiyim. Birçok yazım var, ingilizce biliyorum; bunun yanında 'Gül suyuna muhallebi' yemesini de yapmasını da çok severim. Ayrıca 'Psikoloji ve Felsefe, İhtiras ve İstek Varlığı Olarak İnsan, Felsefede Duygunun Yeri Üzerine, Gül Suyuna Muhallebi' makalelerimden birkaçıdır. Nerde kalmıştık? Kadın olmak evet. Türkiye'de kadın olmak işte böyle birşey: aynı anda felsefe bölüm başkanı olup, kadın programlarına çıkmak gibi. Televizyon izlerken yazı yazmak gibi. Gülümseken ağlamak gibi. Çiçek bakarken pencereleri hiiiç silmemek gibi. Kumlu ayakla yatağa girmek gibi. Bakın!

BAKIN HANIMLAR! Ben hayata hep gülümsedim! Ne işe yaradı? Hiç! Hiç bir fark yok. Herşey aynı! En azından ben farkındayım! Neyin farkındayım? Birşeyin farkında değilim! Ben bir evimin bir de odamın yolunu biliyorum! Biliyorum dediğim, ezbere biliyorum! Ezbere biliyorum ben! Ezber, eğitimde çok önemlidir! İlkokulda ezberlediğimiz şiirleri hepimiz hatırlıyoruz değil mi? Evet! Sabah kalkınca
Ben bilirim işimi
Fırçalarım dişimi!

Öyle değil mi!? Ne gereksiz derdik bu şiirleri ezberlemek. Aaa hiç olur mu! Kafayı çalıştırıyor! Hafızayı kuvvetlendiriyor o şiirrrrleri ezberrrlemek! Beynimiz yıkanıyor pırıl pırıl oluyor! Böylece yenilerine yer açılıyor! Bulaşıkkk makinesi! Bulaşık makinesi ne buluş ama! Yüzyılın buluşu seçilsin bulaşıkk makinesi! Ben çok faydasını gördüm ya siz? Kitaplarımı yıpratmadan yıkayıp kurutabiliyorum! Özgeçmişim! Geçmişim özümü ben geçmişimmmm! Aman dikkat bu arada dikkat! Bölümün B'si ile Başkanının B'si mutlaka büyük yazılmalıdır muttlaka! Bunu atlamayınız! Türk'ün T'si, milletin m'si, eteğin diz altı, FIrtınanın fı'sı, Bardağın sta'sı! Herşey büyük harf yazılmalı ki anlasınlar üstten bakılamayacağını zaten ayakları yerde değilken! Ve bakın ben haaalaaa gülümseyebiliyorum haaaaalaaaaa gülümsüyorum! Fırtına hanımlar fırtına çıkıyor!

No comments: