Wednesday 12 August 2009

portakal

orda kal gökçe orrrrda kal.
sakın hiççbi yere dokunma.
patlarsın.
onlar patlamaz.
bi sik olmaz o duvarlara
ama sen dokanma.
sana olur.
olmasın.
dokunma işte be çok mu zor!?
iki koca ayağın var!
duvar da neymiş.
eskiden duvar mı vardı.
eskiden ayak vardı ama.

günaydın gökçe günaydın.
orrrospu kahvaltısı yap da ayıl.
kahve ve sigara.
sigara yok, olur mu?
olmaz.
yat uyu o zaman.
rüyanda da sinirden köpüren yaban domuzu-hipopotamı gör de rahatla.
duvarlara o toslar da kırar belki.
o zaman işin kolaylaşır.
hayatı kolaylaştırmanın yolu...hippig bank!












aaa



gene delirmişim

ağzımda ceviz tadıynan.
halbuki ceviz yemedim. yedim mi?
yoo.
rakı iştim şarab içtim eğlendim sadece.
ceviz nerden çıktı ki.

yok bişi yok bişi tamam tamam.
kibrit yanığı kokusu geldi bak kocam olsa "kocam çayı koydu" diye yazardım.
"kocam klavye sesime uyandı ve tek kişilik mutfağımıza gidip çayı koydu. bayılırım kibritin ilk yanış kokusuna çünkü ben bir yazarım. ve sahip olduğum tek şey işte bu bilgisayar klavyesi. ve kocam da tuna kiremitçi!"


ouu midem..

No comments: