Wednesday 29 September 2010

adaya

adaya geldim.
bir süredir şehir içinde dolanıyor olmak ne yormuş.
yolda adaya geliyor olma hissi bile uzuuuuuuuun süre içinde yavaaaş yavaaaaş sıçmak gibi rahatlattı.
adaya doğru yolda olmak.
bir alışılmadık sessizlik ki kendi nefesimin sesini duymanın yanı sıra bu ses beni rehatsız bile etti.
birbirine çarparak nefesimin sesini kulağıma ileten hava partiküllerine teşekkür edelim hadi.
sessizliğe de teşekkür edelim. daha kötüsü olabilirdi. mesela...çok fazla...daha..fazla sessiz olabilirdi! ya da daha kötüsü...sessizlik hiç olmıyabilirdi! ya öyle bir...ou nou.. düşünmesi bile..ürkütücü.
tamam kökçe ya.

neyse. içimde güzelcene bir boşluk var. şimdi ben bişeyler yazmak istiyorum. bir hikaye. ya da birkaç hikaye işte neyse. 

yağmur geliyor.
çayı koyiim.
bugün sakalım uzasın ve de bennn sakallarımın uzamasının sesini işiteyim.

No comments: