Sunday 16 November 2008

Schwangau (Ben Ormanda İyiydim-3) - I

Dün, havanın güzel olacağının haberini alıp (haberi yahu wedırdan alıyorum. son haberlere göre örneğin, canına yandığımın almanyası enn sonunda kendi havalarına kavuşuyor, bırajıyor bu bir türlü tam soğumayan cıvıl cıvıl güneşli havaları ve düz griye dönüyor! şimdilik, önümüzdeki on gün sırf yağmur var...sırf...yağm...sı...) bunu doğada değerlendirmeye karar verdik. Ekin, Walt Disney'in, şatosu için model aldığı Neuschwanstein şatosunu görmek istediğini (yazık) çocukluk hayali olduğunu söyledi. Eh hadi gidelim dedik ama asıl önemli olan, şatonun etrafında güzel trecking ptikaları olması idi. Şatoyu görmenin yanısıra şöyle bir dolanırdık da!
'Erken gidelim erken gidelim güneş geç doğup erken batıyor bol vaktimiz olsun!' diyerekten bir gittik Schwangau'ya 06:03 treniyle, kapı duvar! Şatolar 10'da, şato bilet gişesi 9'da açılıyor, üstelik koşturarak çıktığımız için açlıktan ölmekteyken birşeyler içecek yiyecek hiçbir yer de açık değil! Neyse biraz dolandıktan sonra bir otelin kafesine girip birşeyler yiyebildik ucuza. Bölgede iki tane şato var.



İkisi de Bavyera krallarına ait. Eski olan Hohenschwangau şatosunu baba Bavyera Kralı Maximilian II, daha yeni olan (Walt Disney'in model aldığı) Neuschwanstein şatosunu da oğul Bavyera Kralı Ludwig II yaptırmış ve fakat gel gör ki fantastik şatosu tamamlanamadan ölüp gidivermiş kral. Çok da güzel yere yapmış şatosunu açıkçası. 900 metre yüksekte, sırtını dağlara ve vadiye vermiş, bir sürü göl ve Bavyera toprağı manzarası gören bir şato. İki şatonun da giriş biletlerinin sekizer avro olduğunu görünce fikrimiz değişti elbet. Yürümeye karar verdik. Ben 'Alpsee' diye bir tabela gördüm ve buraya doğru yöneldim. Hemen yakında Alpsee adında küçük bir göl vardı. Etrafından yürümeye başladık.



Hava soğuktu, Ekin Bey'in bıyıklarında, kutbu keşfeden doğa adamlarının bıyıklarında baş gösteren çiğ damlalarından gördüm!



Bir süre sonra yol 'göl kenarından mı devam etmek istersiniz yoksa daha yukarılara, gizemli orrrrmana mı girmek isterrrsiniz?' diye sordu ve içerlere girmeye, yukarılara çıkmaya başladık.



(Natur Gebiet İsraelit ve orman yolu...)

No comments: